Yağlıbayat Köyü (yeni Yağlıbayat Mahallesi) Konya' nın Karatay Belediyesi'ne bağlı, zamanında Kırım Tatarlarının göçü ile oluşmuş bir yerleşimdir. Dedem ve anneannem burada büyümüş ama 1970'lerin sonunda dört çocuklarıyla beraber İzmir'e göç etmişler. Yazın İzmir'in sıcağından buralara kaçmak için gün sayıyorlar. Ben de bu yaz uzun bir aradan sonra burayı ziyaret edebilme fırsatı yakaladım.
Beş günlük ziyaretimde, özellikle köyden mahalleye geçişin yarattığı farklılaşmalar dikkatimi çekti. Birbirinden farklı yapım sistemleri, eski ve yeni konutlar; kamusal yapılar ve vernaküler mimari arasındaki farklar ve değişmeye başlayan gündelik yaşamlar oldukça ilgi çekiciydi.
Yağlıbayat Town (new Yağlıbayat District) is a place which occured by migration of Crimean Tatars in Konya, Karatay. My grandparents grew up here but they migrate to İzmir with four kids at 1970's. They can't wait to go to this town from boiling summer days of İzmir. After a long time i could finally get the opportunity to visit here.
In five-days-visit, changes caused by transition from town to district caught my attention. Varied construction systems, differences between new and old houses, public buildings and vernaculer architecture and changing everyday life was very interesting.
Kamusal yapıların hızlı değişimine nazaran sivil mimaride daha yavaş bir dönüşüm var. Kerpiçten direkt betonarmeye geçmek yerine malzemeleri ve sistemleri karma kullanmayı denemiş yaşayanlar.
In spite of the fast change of public buildings, there is a slower change in civil architecture. Local people tried to use the construction systems mixed instead of passing directly to concrete frames.
Tamamı serpme beton sıva ile kaplı duvar ve ahşap pencere kapağı Wall is plastered with spreading concrete and on the window there is wood cover. |
Yaklaşık on sene önce, dedem eski yıkık evin bulunduğu arsaya yeni evlerini yapmıştı. Bu evi geleneksellik açısından incelemeye çalıştım. İzmir'e göç edilmesi, orada edinilen mimari bilgi ile geleneksel yöntemlerin kaynaşması yapım sisteminde ve malzemede değişikliklere yol açmış. Aynı şekilde köyden kente göçün yaşama alışkanlıklarını değiştirmesi de konutların şekillenişini değiştirmiş.
Konutun yapım sistemi yığma tuğla. Çatısı gelenekselliğini koruyup hasır örtü ve tomruklar ile yapılmış. Marsilya kiremiti kullanılıp bu iki katman arasına izolasyon amaçlı çamur sıva konulmuş.
Ten years ago more or less, my grandfather built their new house in the same parcel of the previous one. I tried to analyze this house from the view of tradition. Migration to İzmir, the fusion of the architectural knowledge which was taken from the city and traditional methods, caused the change of construction systems and materials. Likewise the change of everyday habits because of the migration from town to city, changed the design of houses.
Construction system of the house is masonry and made from bricks. The roof preserved its traditional method and made from wicker and logs. On top of the roof , marseilles tiles was used and between them adobe was put to provide thermal isolation.
Sabahın ilk ışıklarını alan geniş veranda The large veranda which gets the first light of the day |
Sonuç olarak en son sekiz sene önce geldiğim bu köyde, mimarlık öğrencisi olup yeniden gözlemlediğimde, vernaküler mimariye ve onun yıllar boyu nasıl ve neden değiştiğine dair harika örnekler bulabiliriz. Kentlileşmeye başlaması büyük ihtimalle tekdüzeleşmeyi beraberinde getirecek. Yine de eskilerin izlerini görebilmek ve bu köy- mahalle değişiminin sivil mimarideki etkilerini gözlemleyebilmek oldukça heyecan verici.
In conclusion, when i look at as an architecture student, i think in this town which i've been to eight years ago, we can find great examples of vernacular architecture and how and why it changes year by year. The urbanization can bring in its wake being monotonous. Nevethless, being able to see the marks of old and observing the effects of this transition from town to district on civil architecture are so exiting.